"Acaba İncil'in başındaki ünlü öykü sahiden anlaşıldı mı?
Yaşlı Tanrı, tümüyle yetkin bahçesinde zevk-ü safa gezisindedir ama canı sıkılıyordur. Can sıkıntısıyla tanrılar bile baş edemez. Ne yapsın? İnsanı icad eder, insan eğlendiricidir... Ama gelin görün ki, bu kez de insanın canı sıkılmaya başlar. Tanrı bütün cennetlerin tek derdi konusunda son derece anlayışlıdır: hemen başka hayvanlar yaratır. Tanrının ilk hatası: İnsan için hayvanlar eğlendirii değildir.
O zaman tanrı kadını yaratır. Ve sahiden de, işte, artık an sıkıntısının sonu gelmiştir. Ancak başka şeylerin sonuyla birlikte! Kadın tanrının ikinci hatasıdır. "Kadın özü bakımından yılandır, bütün belalar kadından gelir." Bunu da her rahip bilir: "Demek ki bilim de ondan gelir"... İlkin kadından öğrenir insan Bilgi Ağacı'nın meyvesinin tadını. Ne olmuştur?
Yaşlı Tanrı'yı bir cehennem korkusu sarar. İnsanın kendisi, onun en büyük hatası olmuştur;kendine bir rakip yaratmıştır. Bilim, tanrısallaştırır, insan bilimsel hale gelince, rahiplerin ve tanrıların sonu gelir!
Bilim, ilk günahtır. Bütün günahların tohumudur. Yalnızca budur ahlak: "Bilmeyeceksin!"
Bilime karşı kendini nasıl savunmalı? Uzun süre ana sorunu bu oldu Tanrının. Yanıt: İnsanı kov gitsin cennetten! Mutluluk, aylaklık, düşünce üretir ve bütün düşünceler kötüdür. İnsan düşünmemelidir. Ve dertleri icat eder, dertler insanın düşünmesine izin vermez...
(Nıetzsche-Deccal)
Yaşlı Tanrı'yı bir cehennem korkusu sarar. İnsanın kendisi, onun en büyük hatası olmuştur;kendine bir rakip yaratmıştır. Bilim, tanrısallaştırır, insan bilimsel hale gelince, rahiplerin ve tanrıların sonu gelir!
Bilim, ilk günahtır. Bütün günahların tohumudur. Yalnızca budur ahlak: "Bilmeyeceksin!"
Bilime karşı kendini nasıl savunmalı? Uzun süre ana sorunu bu oldu Tanrının. Yanıt: İnsanı kov gitsin cennetten! Mutluluk, aylaklık, düşünce üretir ve bütün düşünceler kötüdür. İnsan düşünmemelidir. Ve dertleri icat eder, dertler insanın düşünmesine izin vermez...
(Nıetzsche-Deccal)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder