
14 Ağustos 2012 Salı
insanlarda tek sıcak kanun
üzümden şarap yapmaları
kömürden ateş yapmaları
öpücüklerden insan yapmalarıdır
insanlarda tek zorlu kanun
savaşlarda yoksulluğa karşı
kendilerini ayakta tutmaları
ölüme karşı yaşamalarıdır
insanlarda tek güzel kanun
suyu ışık yapmaları
düşü gerçek yapmaları
düşmanı kardeş yapmalarıdır
hep var olan kanunlardır bunlar
bir çocuğun tâ yüreğinden başlar
yayılır, genişler, uzar gider
tâ akla kadar
**Paul Eluard/ asıl adelet
insanlarda tek zorlu kanun
savaşlarda yoksulluğa karşı
kendilerini ayakta tutmaları
ölüme karşı yaşamalarıdır
insanlarda tek güzel kanun
suyu ışık yapmaları
düşü gerçek yapmaları
düşmanı kardeş yapmalarıdır
hep var olan kanunlardır bunlar
bir çocuğun tâ yüreğinden başlar
yayılır, genişler, uzar gider
tâ akla kadar
**Paul Eluard/ asıl adelet
12 Ağustos 2012 Pazar
"Acaba İncil'in başındaki ünlü öykü sahiden anlaşıldı mı?
Yaşlı Tanrı, tümüyle yetkin bahçesinde zevk-ü safa gezisindedir ama canı sıkılıyordur. Can sıkıntısıyla tanrılar bile baş edemez. Ne yapsın? İnsanı icad eder, insan eğlendiricidir... Ama gelin görün ki, bu kez de insanın canı sıkılmaya başlar. Tanrı bütün cennetlerin tek derdi konusunda son derece anlayışlıdır: hemen başka hayvanlar yaratır. Tanrının ilk hatası: İnsan için hayvanlar eğlendirii değildir.
O zaman tanrı kadını yaratır. Ve sahiden de, işte, artık an sıkıntısının sonu gelmiştir. Ancak başka şeylerin sonuyla birlikte! Kadın tanrının ikinci hatasıdır. "Kadın özü bakımından yılandır, bütün belalar kadından gelir." Bunu da her rahip bilir: "Demek ki bilim de ondan gelir"... İlkin kadından öğrenir insan Bilgi Ağacı'nın meyvesinin tadını. Ne olmuştur?
Yaşlı Tanrı'yı bir cehennem korkusu sarar. İnsanın kendisi, onun en büyük hatası olmuştur;kendine bir rakip yaratmıştır. Bilim, tanrısallaştırır, insan bilimsel hale gelince, rahiplerin ve tanrıların sonu gelir!
Bilim, ilk günahtır. Bütün günahların tohumudur. Yalnızca budur ahlak: "Bilmeyeceksin!"
Bilime karşı kendini nasıl savunmalı? Uzun süre ana sorunu bu oldu Tanrının. Yanıt: İnsanı kov gitsin cennetten! Mutluluk, aylaklık, düşünce üretir ve bütün düşünceler kötüdür. İnsan düşünmemelidir. Ve dertleri icat eder, dertler insanın düşünmesine izin vermez...
(Nıetzsche-Deccal)
Yaşlı Tanrı'yı bir cehennem korkusu sarar. İnsanın kendisi, onun en büyük hatası olmuştur;kendine bir rakip yaratmıştır. Bilim, tanrısallaştırır, insan bilimsel hale gelince, rahiplerin ve tanrıların sonu gelir!
Bilim, ilk günahtır. Bütün günahların tohumudur. Yalnızca budur ahlak: "Bilmeyeceksin!"
Bilime karşı kendini nasıl savunmalı? Uzun süre ana sorunu bu oldu Tanrının. Yanıt: İnsanı kov gitsin cennetten! Mutluluk, aylaklık, düşünce üretir ve bütün düşünceler kötüdür. İnsan düşünmemelidir. Ve dertleri icat eder, dertler insanın düşünmesine izin vermez...
(Nıetzsche-Deccal)

Deniz eğildi kulağına Martının :
"Yapma" dedi ve ekledi;
"Maviliğime aldanıp dalma sularıma, balık yaşamıyor içimde artık."
Tebessüm etti Martı...
"Sadece balık için mi dalıyorum sanıyorsun maviliğine ?"
''Ya neden?'' diye sordu Deniz..
Sen ve ben dedi Martı;
bir çok aşığın fotoğraflarında aynı karede yer alıyoruz.
Bir çok ayrılanın sakladığı resimlerde de..
Balık yok diye seni terketsem, o fotoğrafları da terk etmiş olmaz mıyım ?..
"Ben açlığa ayıp olmasın diye değil, Aşk'a ayıp olmasın diye hala sendeyim..!
''Ya neden?'' diye sordu Deniz..
Sen ve ben dedi Martı;
bir çok aşığın fotoğraflarında aynı karede yer alıyoruz.
Bir çok ayrılanın sakladığı resimlerde de..
Balık yok diye seni terketsem, o fotoğrafları da terk etmiş olmaz mıyım ?..
"Ben açlığa ayıp olmasın diye değil, Aşk'a ayıp olmasın diye hala sendeyim..!
8 Ağustos 2012 Çarşamba
Deniz kıyısında bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır.
Güneş onu yakıp kavurur.
O da Tanrıya yakarır keşke güneş olsaydım diye.
"Ol" der Tanrı.
Güneş oluverir.
Fakat bulutlar gelir örter güneşi, hükmü kalmaz.
Bulut olmak ister. "Ol" der Tanrı.
Bulut olur.
Rüzgar alır götürür bulutu, rüzgarın oyuncağı olur.
Rüzgar olmak ister bu kez. Ona da "Ol" der Tanrı.
Rüzgar her yere egemen olur, fırtına olur, kasırga olur.
Her şey karşısında eğilir. Tam keyfi yerindeyken koca bir kayaya rastlar. Oradan esen buradan eser, kaya bana mısın demez! Tanrı kaya olmasına da izin verir.
Dimdik ve güçlü durmaktadır artık dünyaya karşı...
Sırtında bir acı ile uyanır....
Bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır. ..
"Amor Fati - Nietzsche "
(Sahip olduğun en iyisidir)
Resim:Kazım Kuyucu
Fakat bulutlar gelir örter güneşi, hükmü kalmaz.
Bulut olmak ister. "Ol" der Tanrı.
Bulut olur.
Rüzgar alır götürür bulutu, rüzgarın oyuncağı olur.
Rüzgar olmak ister bu kez. Ona da "Ol" der Tanrı.
Rüzgar her yere egemen olur, fırtına olur, kasırga olur.
Her şey karşısında eğilir. Tam keyfi yerindeyken koca bir kayaya rastlar. Oradan esen buradan eser, kaya bana mısın demez! Tanrı kaya olmasına da izin verir.
Dimdik ve güçlü durmaktadır artık dünyaya karşı...
Sırtında bir acı ile uyanır....
Bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır. ..
"Amor Fati - Nietzsche "
(Sahip olduğun en iyisidir)
Resim:Kazım Kuyucu
7 Ağustos 2012 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)