12 Ağustos 2012 Pazar


Deniz eğildi kulağına Martının :
"Yapma" dedi ve ekledi;
"Maviliğime aldanıp dalma sularıma, balık yaşamıyor içimde artık."

Tebessüm etti Martı...
"Sadece balık için mi dalıyorum sanıyorsun maviliğine ?"
''Ya neden?'' diye sordu Deniz..
Sen ve ben dedi Martı;
bir çok aşığın fotoğraflarında aynı karede yer alıyoruz.
Bir çok ayrılanın sakladığı resimlerde de..
Balık yok diye seni terketsem, o fotoğrafları da terk etmiş olmaz mıyım ?..
"Ben açlığa ayıp olmasın diye değil, Aşk'a ayıp olmasın diye hala sendeyim..!

11 Ağustos 2012 Cumartesi

8 Ağustos 2012 Çarşamba


Deniz kıyısında bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır.
Güneş onu yakıp kavurur.
O da Tanrıya yakarır keşke güneş olsaydım diye.
"Ol" der Tanrı.

Güneş oluverir.

Fakat bulutlar gelir örter güneşi, hükmü kalmaz.
Bulut olmak ister. "Ol" der Tanrı.

Bulut olur.

Rüzgar alır götürür bulutu, rüzgarın oyuncağı olur.
Rüzgar olmak ister bu kez. Ona da "Ol" der Tanrı.

Rüzgar her yere egemen olur, fırtına olur, kasırga olur.
Her şey karşısında eğilir. Tam keyfi yerindeyken koca bir kayaya rastlar. Oradan esen buradan eser, kaya bana mısın demez! Tanrı kaya olmasına da izin verir.

Dimdik ve güçlü durmaktadır artık dünyaya karşı...
Sırtında bir acı ile uyanır....

Bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır. ..

"Amor Fati - Nietzsche "
(Sahip olduğun en iyisidir)


Resim:Kazım Kuyucu